Tüm Sınıflar Ortak Ders

Mia'nın içinde büyük bir mutluluk vardı.İlk defa bugün derse girecekti.Öğrenciler üstünde güzel bir izlenim bırakmak istiyordu.Bunun için bir haftadır çalışıyordu.Merdivenleri çıkıp uzun koridor boyunca yavaş adımlarla yürümeye başladı.Sınıfta kimsenin olmadığından emindi.Daha saatin çok erken olduğunun farkındaydı ama daha fazla dayanamadı.Bir an önce tanımak istiyordu öğrencileri.
Sınıfın kapısının önünde durup derin bir soluk aldıktan sonra kapıyı açtı ve içeriye girdi.Sınıf oldukça ferahtı.Tahta duvarı boydan boya kaplamıştı.Öğrencilerin oturması için düzenlenmişti heryer.Güneş ışıcğı sınıfı rahatça aydınlatıyordu.Mia hemen masanın yanına gidip elindeki parşomen ve notları masanın üzerine bıraktı.Eline kalemi alıp tahtaya ismini yazdı.Ardından dersin konusunu.
Şimdi tahtada büyük harflerle 'Elizabeth Mia Tudor ve Mitolojiye başlangıç, Yunan Mitolojsi' yazıyordu.
Mia masasına oturup öğrencilerin gelmesini bekledi.Geldiklerinde yapacağı konuşmayı tekrar etmeye başladı kendi kendine.

Çoz az ders varmış gibi akademiye bir ders daha eklenmişti.Sıkıcı olan derslere son noktayı koyarak en sıkıcı olan mitoloji dersine girecekti.Sınıfın kapısından kafasını soktu ve içeriye bir göz attı sınıf daha boştu sadece abisi gelmişti ama oda profösörle ilgileniyordu.Sessizce profösöre bir göz atarak arka sıraya geçti.Gözlerini devirerek tahtada yazan sıkıcı şeyi okudu ve kendi içinden Bir şu yunanlılar eksikti eskiden olmuş olayları şimdi ne yapıcaz?dedi ve sıraya kafasını koyarak uyumaya başladı

Okula daha yeni gelmişti bu gireceği ilk ders olucaktı ve heycanlıydı eli ayağı birbirine dolanıyordu.Derste ya bir sakarlık yaparsam yada birine çarparsam diye çok korkuyordu.Sınıftan içeri neşeyle geldi ve sınıfta en öne geçerek oturdu.Bütün dersleri seviyordu ve bu ders için önceden hazırlıklı gelmişti.Profösöre baktı aslında onu sınıfa ilk girdiğinde öğrencilerden biri sanmıştı ama profösör olduğu hareketleriyle belli oluyordu.içten içe Keşke hemen ders başlasa diye dua ediyordu

Çoğu öğrenci sınıfa gelmişti.Daha fazla onları meraklandırmak istemedi ve hemen derse başlamak istedi.Meraklı bakışların ardından oturduğu yerden kalktı ve öğrencilerin arasında yürümeye başladı.
-Evet arkadaşlar bu dersii belki sıkıcı bulabilirsiniz farkındayım.Ama biz olduğunca eğlenceli hale getireceğiz inşallah.İlk konumuz mitolojinin ne olduğudur.
Öğrenciler biraz meraklı biraz sıkılmış olarak Mia ya bakıyorlardı.
-Mitoloji bir din veya bir halkın kültüründe tanrılar, kahramanlar, evren ve insanın yaratılışına dair tüm sözlü ve yazılı efsane birikiminin ve bu efsanelerin doğuşlarını, anlamlarını yorumlayıp, inceleyen ve sınıflandıran bilim dalının adıdır.Mitolojinin eski yunanda 'geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi' diye tanımlanır.Mitoloji kısaca mitlerin incelernmesidir.Mitlerin bir toplamı, bütünü mitos olarak adlandırılır. Bunların (mitosların) bir toplamı, bütününe ise mitoi denir. Bunun önemli bir türü bir kültürün evrenin nasıl yaratıldığına ilişkin görüş ve inançlarını açıklayan ve tanımlayan yaratılış mitleridir.Mitolojiyi böyle de tanımlayabiliriz arkadaşlar.İlk olarak Yunan mitolojisinden başlayacağız.Yunan mitolojisi günümüzdeki en yaygın mitolojidir.
Öğrencilerin çogunun yüzündeki ifade bu dersi pek sevmeyecekleri yönündeydi.Ama Mia kararlıydı bu dersi sevdirmeye çalışacaktı.Tekrar masaya dönerek oturdu.
-Öğrenmek istediğiniz birşey varsa sorabilirsiniz.Ama bir gerçek var ki mitoloji sandığınız kadar sıkıcı ve bunaltıcı bir ders değildir.Çoğu mitolojinin yapılan araştırmalar sonucunda gerçek olduğu bile kanıtlanmıştır.Mitolojide o kadar çok efsane vardır ki bazen sizi içine çekebilir.Şuan söyleyebileceklerim bu kadar.Siz de mitoloji ile ilgili düşüncelerinizi ve yunan mitolojisi hakkında bildiklerinizi söylerseniz sevinirim.Ayrıca yunan mitolojisi denilince aklınıza sadece aşk gelmesin.
Mia sözlerini bitirdikden sonra öğrencilere teker teker bakmaya başladı.Ta ki birinin bir birşey demesini bekleyene kadar.

Ayağa kalkarak dersin bakış açısını değiştirmek ve profösör haricinde sınıfa bilgi vermek için ayağa kalkarak ve birazda hayatından bıkmış bir vaziyette ''Yunan mitolojisindeki efsanelerde çoğu eski Yunan tanrıları insan şeklindedir.Yunan tanrılarının yaratılış hikâyeleri seçilmiş 12 tanrının Olimpos Dağı'nda otururlar,herşey Olymposlu Tanrılarla Titanların savaşlarıyla başlar ve Olymposluların zaferiyle son bulur.Savaştan sonra Titanlar cezalandırılır.Yerküreyi taşımak ile cezalandırılan Atlas gibi,bunula birlikte Titanlardan Olymposluların yanına geçen Titan tanrılarıda vardır Prometheus gibi,Yunan Tanrıları dünyayı Olympos Dağının üstündeki bulutların üstünden idare ederler.Toplamda 12 Tanrı bulunur.Bu 12 sayısı hiç bozulmaz, bir tanrı eklenirse bir başkası bu listeden çıkar. Şimşeklerin efendisi Zeus nice savaşlar vererek yönetimi babası Kronos ve onun yardakçıları titanların elinden almış, 3 erkek kardeşiyle dünyayı bölüşmüştür. Çekilen kuraya göre gökyüzü Zeus'a, denizler Poseidon'a, yeraltı da Hades'e düşer. Herkes görev dağılımından sonra Olimpos'a çıkar ve dünyayı yönetmeye başlarlar.diyerek yerine oturdu.Herşeyden bilgisi vardı ama bu bilgileri genelde kullanmıyordu.Zaten sınıfa söylediklerini anlatırkende mitolojiden nefret edercesine bir yüz edası takınmıştı yüzüne.

Scarlett'in dediklerinden sonra söze Vant atlamıştı hemen.Dedikleri biraz Mia'yı gülümsetse de hemen normal haline döndü.
-Tamam o zaman.Güzel birşeyler dinlemeye hazırsanız tabiki de.Ama bu hikaye size biraz saçma da gelebilir.Ama öyle düşünmeyin.Bana da ilk duyduğumda biraz değişik gelmişti.Ama sonuçta bunlar bir efsane.Size anlatacağım efsane ilk kadının yaratılışı ile ilgili.Belki biraz da olsun bazılarınızın ilgisini çekebilr.
Mia meraklı olanları daha fazla bekletmek istemedi.
-Prometheus'un kurnazlıkla çalarak insanlara verdiği akıl onları şımartınca Zeus o zamana kadar yalnız erkeklerden ibaret olan insan topluluğuna ceza vermek istedi ve onlara kadını gönderdi. Zeus , oldukça başarılı bir usta olan oğlu Hephaistos'tan kadını yaratmasını istedi. Hephaistos babasının isteği üzerine çamuru su ile yoğurdu ve görenleri şaşırtacak güzellikte bir kadın vücudu yarattı.

Olympos'ta oturan tanrıçaların en güzeli olan ve kendi karısı olan Aphrodite'in vücudunu model olarak kullanmıştı. Heykel bitince onun kalbine ruh yerine bir kıvılcım koydu. O zaman heykelin gözleri açıldı. Kolları bacakları kıpırdamaya ve dudakları konuşmaya başladı. Onu süslemek için bütün tanrılar ve tanrıçalar yardım ettiler. Herkes kendisinden ona bir şey armağan etti ve ona Rumca "bütün armağan" anlamına gelen Pandora adını taktılar. Athena ona güzel bir kemer, süslü elbiseler verdi. Letafet perileri Kharites beyaz göğsüne parlak altın gerdanlık taktılar. Aphrodite başına güzellikler saçtı. Güzel saçlı Horalar ilkbahar çiçekleriyle onu süslediler. Hermes Pandora'nın kalbine, hıyanet ve aldatıcı sözler yerleştirdi. Zeus da ona esrarlı bir kutu armağan etti ve ona dediki; Sakın verdiğim kutuyu açma, içindeki iyi şeyler uzaklara kaçar ve onların yerine fenalıklar gelir, seni rahatsız ederler. Bu kutuyu iyi sakla bütün insanların saadeti ve felaketi bu kutunun açılıp açılmamasına bağlıdır. Böyle dedikten sonra baş tanrı ilk kadını yeryüzüne indirdi ve Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a gelin olarak gönderdi. Prometheus kardeşine Zeus'dan hiç bir şekilde hediye kabul etmemesini tembih ettiği halde Pandora'nın güzelliğine hayran kalan Epimetheus öğüdü tutmadı ve onunla evlendi.

Pandora da tıpkı tüm kadınlar gibi doğuştan meraklı olduğunda dünyaya gelir gelmez kutunun içinde ne olabileceğini düşünmeye başladı ve Zeus'un uyarısını unutarak kutuyu açtı. Kutunun içindeki hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsi açılan kutudan kuşlar gibi uçuştular. Pandora hatasını anlayarak biraz sonra kutuyu kapadı ancak kutuya kapatılan kötülüklerin arasında, insanları yaşatacak, teselli edecek "ümit" te vardı. Fakat ümit dışarı çıkamamış kutuda kalmıştı.. Böylece Zeus ilk kadını beraberinde kötülüklerle dolu bir kutuyla yeryüzüne yollayarak insanlardan intikam almıştı.

Mia efsaneyi bir solukta anlatmıştı.Öğrencilerin yüzlerindeki ifade biraz da olsa şaşırdıklarını söylüyordu.
-Belki bu efsaneyi aranızda bilenler vardır.Fakat ilk olaraktan Yunan mitolojisiyle başlayacağımız için bu efsane başlangıç için uygun
oldu.Belki de kadınlar için biraz daha farklı etki yaratabilir.Ama şunu unutmayın bu sadece bir efsane.
Mia gülümseyerek arkasına yaslandı ve öğrencilerin vereceği tepkiyi beklemeye başladı.Mia hiçbir dersten bu kadar zevk aldığını hatırlamıyorudu.

Sınıfa oldukca erken gelmesine rahmen profesorru icerde gorunce sasırdı. Professoru selamladıktan sonra ellerini cebine sokup yovas adımlarla arka sıralara dogru ilerledi. Arkasına yaslanıp kollarını bagladı ve dersi takip etmeye basladı. Dersi yorgun gozlerle bir sure izledikten sonra. Vanth in diger örencilerle olan diyalogları onu guldurmustu. Bos bos durmaktan sıkılıp ayaga kalktı ve "Hercules gibi bir yarı tanrı efsanesi anlatabilirmisiniz?" dedi ve yerine oturdu.

Abisinin kendisini kıskanmasını görüyordu ve ona inat olarak gene ayağa kalkarak ''İstersen sana bir kaç birşey anlatabilirim ama anlatcaklarım size ağır gelir en iyisi profösör size biraz basitlerden anlatsın dedi ve yerine oturdu.

Professorun cevabına çok şaşırmıştı. Bir süre yerinde oturup düşündükten sonra söz alarak tekrar ayaga kalktı. " Ukelalık yaptıgım icin özür dilerim ama Herkul 'ün yarı tanrı olduguna eminim. Hatta herkul 3 buyuk tanrıdan biri olan Zeus'un oglu oldugunu biliyorum. Eger bildiklerim yanlıssa beni biraz aydınlatmanızı rica ediyorum. sözünü bitirdikten sonra yerine oturup professorun cevabını beklemeye başladı.

Hocanın düşüncelerini sezebiliyordu.Galiba ondan hoşlanmamıştı profösör .Dean sadece bu konularda bilgili olduğunu ama konuşmayı pek sevmediğini belli etmek istiyordu.Bu sefer profösörün sorusu üzerine ayağa tekrar kalkarak''Abimin sölediklerine ek olarak
Aphrodite:Doğal yeteneklerinin yanında, herkesin kendini arzulamasını sağlayan büyülü bir kuşağı vardır. Doğumu hakkında iki söylenti vardır. İlki onun Zeus ve Dione'un kızı olduğunu anlatır. İkincisi, Cronos hadım edildiğinde denize atılmış olan organından damlayan kanlardan doğduğunu ve kocaman bir midye içinde bir adaya çıktığından bahseder.Ağacı mersin, hayvanları güvercin, kuğu ve serçedir.
Apollo:Apollo, Zeus ve Leto'nun oğlu, Artemis'in ikiz kardeşidir. Altın bir lir çalar; müziğin tanrısıdır. Gümüş bir yayı en uzağa o atabilir; okların tanrısıdır. Tıbbı insanlara o öğretmiştir; iyileştirici tanrıdır. Asla yalan söylemez; ışığın ve gerçeğin tanrısıdır. Apollo her sabah, 4 atlı arabasını gökyüzünü başından sonuna dolaşır ve güneş doğar.
Kutsal ağacı defne, hayvanları yunus ve kargadır.
Ares: Zeus ve Hera'nın oğludur. Ne annesi ne de babası tarafından pek sevildiği söylenemez. Savaş tanrısıdır. Öldürücü ve kana susamış bir tanrıdır ama bir yandan da korkağın tekidir. Aphrodite'le yatakta yakalanınca, kocası Hephaestus tarafından herkesin içinde alay konusu edilmiştir. Akbaba ve köpek kutsal hayvanlarıdır.
Artemis: Zeus ve Leto'nun kızı, Apollo'nun ikiz kardeşidir. Vahşi hayvanların ve avın tanıçasıdır. Gençlerin koruyucusudur. Apollo gibi o da gümüş oklarla atış yapar. Erdemin, namusun simgesidir. Çocukarın doğumlarını yönetir .Kutsal ağacı servidir. Özellikle geyik olmak üzere tüm hayvanlar ona kutsaldır.
Athena: Zeus'un en sevgili kızıdır.Yetişkin, zırhlı ve silahlı bir şekilde, babasının kafasından fırlayarak doğmuştur. Savaşta acımasız ve cesurdur ancak sadece şehri düşmanlardan korumak için savaşır. Şehrin, el sanatlarının, tarımın ve zekanın tanrıçasıdır. Yuları icat ettip, insanların atı evcilleştirmesini sağlamıştır. Trompet, flüt, çömlek, tırmık, saban, gemi ve savaşta kullanılan at arabası onun icatlarındandır. Bilgelik, akıl ve saflık tanrıçasıdır.
Hades: Zeus'un kardeşidir. Ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Kullarının sayısını artırmak için delice uğraşan, açgözlü bir tanrıdır.
Erynyes'ler onun değerli misafirleridir. Onu ziyarete gelenlerin yeraltı dünyasını terketmeleri konusunda da oldukça isteksizdir.
Aynı zamanda, yerden çıkan değerli metaller onu bolluk çokluk ve servet tanrısı yapmıştır. Onu görünmez yapan bir miğferi vardır. Yeraltı dünyasından pek ayrılmaz.
Hephaestus: Zeus ve Hera'nın oğludur. Fiziksel olarak son derece çirkin ve topal olan tek tanrıdır. Ateşin ve demirin tanrısıdır. Tüm tanrıların zırhlarını ve silahlarını o yapar. Demir işlemek için bir volkanı kullanır. Kibar ve barıştan hoşlanan bir tanrıdır. Aphrodite ile evlidir.
Hera:Zeus'un kızkardeşidir. Sonradan karısı da olmuştur. Oceanus ve Tethys adlı Titanlar tarafından büyütülmüştür. Evliliğin koruyucusudur ve evli kadınlara özel bir ilgi gösterir. Biçok mitolojik anlatı, Hera'nın Zeus'un kendisine sadakatsizliğine karşı aldığı öçlerden, kıskançlığından bahseder. Kutsal hayvanları inek ve tavuskuşudur. Argos, en sevdiği şehirdir.
Bukardar bence yeter herkes dinlemekten yorulmuş görünüyor dedi ve sırıtarak yerine oturdu.

Dean'in verdiği doğru bilgilerin ardından Daniel'ın sorusuna cevap verme isteği duydum.Ardından yerimden kalkıp.
-Evet aslında bildiklerinin bazıları doğru Herkül Zeus'un oğlu.Ama Herkül yarı tanrı değildir.Herkül her zaman kendini tanrılara denk tutmuştur fakat değildir aslında.
Mia bu açıklamayı yaptıkdan sonra içi az da olsa rahatlamıştı.Kimseye yanlış bilgi vermek istemiyordu.İnsanların ona karşı tavırları onu biraz endişelendirmişti ama herkesle iyi anlaşacağına dair kendine söz vermişti.Bu sözünü tutmak için çok çabalıyordu.
-Evet arkadaşlar derse devam Yunan Mitolojisinda sadece bu kadar tanrı ve tanrıça yok devamını da alalım.Ama sadece belirli kişiler söylemesin başkalarına da fırsat verin.

Sıkıntıya daga fazla dayanamıyordu. Deanin bayık sesinden sonra bayılcak seviyeye gelmisti. Ayaga kalktı ve gozlüklerini çıkarıp sıkkılmış bir ses tonuyla.
"Limos : Açlık Tanrıçası
Dike : Adalet Tanrıçası
Hestia : Aile Faziletleri Tanrıçası
Momos : Alay ve Hiciv Tanrıçası
Artemis : Ana Tanrıça
Aristalos : Arıcılık Tanrısı
Eros : Aşk Tanrısı
Atalante : Avcı Kız
Bendis : Ay Tanrıçası
Eirene : Barış Tanrıçası
Minemosyne : Bellek Tanrıçası
Hermes : Belagat Tanrısı
Ceres : Bereket Tanrıçası
Poros : Bereket Tanrısı
Okeanos : Bütün Irmakların Babası Sayılan Tanrı
Kirke : Büyücü Tanrıça
Amphitrite : Deniz Dibi Tanrıçası
Benim bildiklerim bunlardan ibaret." Sozunu bitirdikten sonra biraz rahatladıgını fark ederek yyerine oturdu.